11 Aralık 2023
Franchising’in Türkiye ve Dünya’daki Değişimi ve Gelişimi
Türkiye'de franchising, firma adının ve ürününün ayrıcalığı olarak kullanılan, birinci nesil franchising veya geleneksel franchising olarak adlandırılan yapıyla bayi veya temsilcilik şeklinde yıllardır varlığını sürdürmektedir. 24 Ocak 1980 yılında alınan kararlarla beraber yabancı yatırımcılara eşit haklar verilmesi ve bürokratik yasakların ortadan kaldırılması uluslararası franchising şirketleri tarafından pozitif etkiler yaratmıştır. Uluslararası franchising yapılarının ulusal pazara girmesi neticesinde, ana pazarda ulusal girişimcilerin de buna benzer yapılar kurmaları mümkün olmaktadır.
Ülkemizde yiyecek , hazır yemek (fast food), hizmet ve giyim franchising sistemini kullanan ilk sektörlerdir.
Franchising sistemi 1986 senesinden beri ulusal pazarımızda kullanılmasıyla gelişmeye açık olduğu hala açıktır. Bunun ana sebeplerinden birincisi, franchising sisteminin kullanabilinmesi için alt yapıda sağlam bir kurumsal kimlik ve bilindik bir marka adının olması gerekliliğidir.
Franchising, 18. ve 19. yüzyılda uzun bir zaman özel ve ya genel satış hakkının belli bölgelerde dağıtıcıya verildiği, ticaretin bir türü olan monopol olarak kabul görmüştür.1898-1930 arasında ise bir dağıtım şekli olarak alkolsüz içecekler, otomobil ve petrol sanayisinde gelişmiş; tek satıcılık, acentelik ve bayilik sözleşmesi ile aynı anlamlarda kullanılmıştır. Bu zaman zarflarında franchising dağıtım şeklinin tercih edilmesinin amacı franchise olan işletmelerden dağıtım maliyetlerini azaltmak, sermaye alabilmek, merkezi denetim zorluğu sebebiyle bölgesel şirketlere bazı hakların tanınmasıyla sistemin yükünü azaltmaktır. Otobüs şirketlerinin, benzin istasyonlarının, buzdolabı üreticilerinin belirli koşullar ve kısıtlamalarla bayilikler vermeleri geleneksel franchisingin diğer ismiyle marka ve ürün franchise’in örneklerindendir. Günümüzde bayilik sistemleri adı altında varlıklarını sürdürmektedir. 1950’li yıllara değin Avrupa’da ve ABD’de franchise isim hakkı veren şirketlerin çoğu, bu yöntemi, o zamanlardaki ürün ve hizmetlerin dağıtımında kullanılabilecek etkili bir yol olarak benimsemişlerdir. Petrol şirketleri, otomobil üreticileri ve meşrubat dağıtıcılarının tamamı bu geleneksel veya “ilk nesil” olarak ifade edilen franchising sistemine birer örnek teşkil etmektedir.
İlk franchise örneklerinin arasında en başarılıları olarak meşrubat şişeleme endüstrisi gelmektedir. Ekonomik bir genişleme yöntemi olarak franchising kullanımını ilk olarak başlatan şirketlerdir. Bu ürünlerin merkezlerde şişelenip diğer bölgelere dağıtılması, boşalan depozitolu şişelerin toplanıp, yeniden doldurulup tekrar dağıtılması sürecinin doğurduğu güçlükler gittikçe artmaya başlamıştı. Farklı yerlerde dolum tesisi kurmaksa büyük maliyetler yaratmaktaydı. Büyük miktarda yatırımlar yapmak yerine şişeleme işleminin franchising aracılığıyla bölgesel üreticilere devredilmesinin daha uygun olacağı düşünülmüştür. Ürünler konsantre olarak diğer bölgelerdeki yatırımcılara gönderilmekte, bu üreticiler de konsantre ürünü sulandırıp, şişeleyerek satmaktaydı. Franchising sisteminin en fazla gelişim gösterdiği ve yaygın bir kullanım alanına sahip olduğu ülke ABD’dir. Franchising ABD’den dünyaya bir pazarlama yöntemi olarak yayılmıştır. Avrupa’da ise en hızlı gelişimi gösteren ülke İngiltere’dir.
Franchise yoluyla büyüyen şirketler, girişimci adaylarına da yepyeni fırsatlar sunmaktadır. Büyüyen bir sektör olan franchising, girişimciler için popüler bir alan haline geliyor. Bu büyüme oranıyla önümüzdeki yıllarda önemli bir ekonomik faktör haline gelmesi muhtemel. Bu sistemin sayısal büyüklüğü son yılların verilerine göre 50 milyar dolara ulaşmıştır. Franchising sektörünün sağladığı istihdam oranı ise 275 bin kişiyi aşmış bulunmaktadır. Franchise sektörü her yıl hızla büyümektedir.
Franchising sektörüne her yıl 10 binden fazla girişimci katılmaktır. Türkiye’deki zincir şirketlere bağlı şube sayısı 65 bine, zincir işletmelerin sayısı 3 bin 500’e ulaşmıştır. 200'den fazla Türk firması da küresel pazarlara açılmaktadır. Bu sayılar markaların günümüzde yalnızca hizmet ihracatında önemli bir faktör olmadığını, ülke ekonomisinin gelişmesi ve Türkiye’nin küreselde tanınması için de önemli bir yol olduğunu göstermektedir. Çünkü franchising sistemi, girişimciye, marka sahibinin senelerce kurumsallaşmak için biriktirdiği deneyimleri kullanarak aktif olduğu bölgede fırsat eşitliği sağlama fırsatı tanımaktadır. Franchising sisteminin hızla büyümesinin sebepleri arasında, sistem için ihtiyaç olan sermaye miktarının azlığı, sistemin standartlara sahip olması, girişimcinin motivasyonu, tanınmış bir marka ve denetim mekanizması bulunması yer almaktadır.